Sevgili yeğenim Bilgesu'nun yazmaya hevesini biliyordum. Arada yazdıklarını okur ve çok beğenirdim.
Şiir yazdığını bilmiyordum. Gönderdiği şiirleri okuduğumda büyük bir şaşkınlık yaşadım.
O küçücük yüreğinde ne derin duygular biriktirmiş, o sevgiyle gülen gözlerinin arkasında ne düşünceler yuva yapmış, bilmiyordum.
Ama çok gurur duydum, gönendim.
Bu güzel dizeleri paylaşmazsam olmazdı.
Bakalım sizler ne diyeceksiniz?
----------------------------------------------------------
Ben kimseye uymuyorum
Kalabalıklar
arasındaki tek sessizliği buluyorum
Canı yanan bir ağacın varlığına olan inancımı Yol kenarındaki bir kaplumbağanın telaşsızlığını
Kendi içime gömüp kendimle anıp gülüyorum
***
İçim Nazım dolmuş
Yüreğim Piraye gibi atıyor
Gözlerim Münevver olmuş, mahmur
Sözlerim telaşlı Balaban gibi
Ama gel gör ki
Sadece ürkek bir kuş memleketli...
Kaç kez dilemiştim maviye bakarken kırmızıyı görmeyi
Bilmem ne kadar oldu ateşin içindeki buz eriyeli
Korkaktı ve akla daima uzaktı
Ama bakıyordu biliyordum
Uzaktan o hasretli gönül kokan bahar…
Yarın bilinmiyorsa bizim için, biliniyorsa karanlık içindi
Yaşamak için zincirleri tek tek koparırken
Onu seviyorsan senin, sevmiyorsan sessizliğindi
Karşıya geçmek için son bir fırsatsa ellerin
Sımsıkı tutuyorsa sevgin, tutamıyorsa dizelerindir...
Sana bırakacağım en değerli mirasımdır kelimelerim canım
kardeşim
Maviliklerde büyütmek istediğim aşk eğer benden önce
gitmişse bitiş çizgisine
Benim yerime de yaşa onu öp gözlerinden
Lakin hala geride kalmış bekliyorsa
Benim yerime de düşle uzat ömrünü
Kapanmış dişlilerin arasındaki tek tük yağ damlası
Yerin üzerinde koca bir delik altında insan fazlası
Taş mı o ne olduğu belirsiz kalbin
Saksı da hoş, ellerinde çirkin insan kavgası...
Ayraçlardan bile oyuncak yapan bizlerdik
Sayfaları çevirirken hem kendini kaybeden hem de bulan
delilerdik
Az biraz yok değildi kafamızda hani
Hepimiz beklerdik doktor kapısında
Tahtaları eksik demişlerdi her birimize
Hatta daha da ileri gidip bir saksıyı naçizane beynimize
benzetmişlerdi
Üşenmemişlerdi asırlarca yerde duran yapraklara basmaya
Haliyle kalkıp da gidememişti hiçbiri
Şimdi hala aynı yerimizdeyiz
Delilik ise sürekli ilerleyen zamanla gelişen
Üretirken tükettiğimiz basit bir besin.
ANKARA
BİLGESU ÖZBİLEN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder