"Yıl 1962 Ankara’da yayımlanan, hükümet ve düzen
işbirlikçisi bir gazete, kendi topraklarında yaşama özgürlüğü elinden alınmış
mesnetsiz mahkemeler ve sonuçları ile ülke topraklarını ona yaşanmaz yapan bu
kararlarla baş başa bırakılan, Nâzım Hikmet Ran’a, üç sütun üstünden
“Nâzım Hikmet, vatan hainidir. Vatan hainliğine devam
ediyor.” başlığını kullanır. Düzenin ona
söylediğine, usta bu dizeleri ile kendine özgü ve Türk şiirine miras kalacak
tarzı ile cevap verir. Onların söylediklerini, onlara, iade edercesine
cevaplayarak."
***
Yukarıdaki paragrafı bir internet sitesinden aldım.
Amacım aslında, "Nazım Hikmet Vatan Hainliğine Devam
Ediyor Hala" diye başlık atan, adını nedense kimsenin ağzına almak
istemediği gazeteyi, o sayıyı, bulup haberin bütününü paylaşmaktı.
Ama gazetenin adının yayınlanması şöyle dursun, o sayısını
bile bulmak mümkün olmadı.
Konuyu ele alan, hemen hemen bütün kaynaklar, aşağı yukarı
alıntıladığım yazıdaki ifadeyi kullanıyor.
Ben inatçıyımdır, inat da bir murat, ne de olsa. Kendime az
daha zaman tanısam bulurum; bulmak zaten boynumun borcu oldu.
Dostlar, ben, Cumhuriyet Gazetesinin "Nazım Hikmet Vatan Hainliğine Devam
Ediyor Hala" diye başlık atan sayısını arıyorum.
Evet, yanlış duymadınız, Cumhuriyet Gazetesi...
Bilenler bilir de bilmeyenler için duyurdum.
Biz ikiyüzlü bir halkız. Birine bir ayıbı yakıştıramadığımız
zaman üstünü örtmeye çalışırız.
Üstelik ne denli korkunç suçları kapattığımızı bile bile...
Öyle sanıyorum ki bütün dünyada, yalnızca bu coğrafyaya özgü
bir durum bu ikiyüzlülük.
Şimdi bütün solcular, sosyal demokratlar başta olmak üzere
"Nazım Hikmet Vatan Hainliğine Devam Ediyor Hala" adlı şiirin
yazılmasına neden gazetenin, Cumhuriyet Gazetesi olmasından utandıkları için
olacak, bunu görmezden gelmeyi, yuvarlak laflarla geçiştirmeyi istiyor.
Yıl 1962... Aradan 56 yıl geçmiş. Köprünün altından ne sular
akmış.
Kendi geçmişimizle yüzleşmek bu denli zor olmamalı.
Dün, o gazetenin yayın politikası, o zamana, zamanın cadı
avına uygundu. Komünizme karşı ABD tarafından bir sürek avı başlatılmıştı. Hala
süren bir av üstelik.
O zamanın bütün gazeteleri, bir kaçı hariç, bu avın yayın
organıydılar.
Bugün aynı gazete çok farklı bir çizgide. Emekten yana,
demokrasiden, hak, adalet, eşitlik, özgürlük gibi kavramlardan yana bir
çizgide.
Bunu bile bile, neden 1962 yılında o yazıyı yazdığı
gerçeğinden utanmalı?
Geçmişle yüzleşmek sadece geçmişi kabullenmek ya da utanmak
değil, geçmişte yaşananlardan geleceğin yol haritasını çıkarmaktır.
Bu olgunlaşmaktır, bu biriktirmektir, bu deneyimdir.
Yola devam etmek ancak bu şekilde olanaklıdır.
*****
Bu seçim sonrasında da aynı şeyi yapmıyor muyuz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder