24 Şubat 2015 Salı

DİLİM GİYDİRİR BANA KİLİM


DİLİM GİYDİRİR BANA KİLİM

1-

24.02.2015 tarihinde Kanal Türk’te akşam haberlerinde, haberleri sunan kişi "aile kabristanlığı" şeklinde bir ifade kullandı.

"Kabir" Arapçadan dilimize girmiştir ve mezar anlamına gelir.

Sonuna aldığı "sitan" ise Farsça bir son- ektir. Sonuna geldiği sözcüklere yer, ülke, yurt vb. anlamları katar.

Türkmenistan: Türkmen ülkesi
Gülistan: gül yurdu, gül bahçesi
Kabristan: mezar yeri, ölünün gömüldüğü yer

Hemen fark edileceği gibi Türkçe bir ek olan "-lik" eki de aynı anlamda ya da benzer sözcükler türetir.) Yani kimi zaman yer anlamında sözcük türetmeye yarar. (Her zaman değil. Bu ekin farklı görevleri de vardır.)
 
Odun-luk
Ayakkabı-lık
Çiçek-lik
Ağaç-lık

Aynı görevde ve anlamda biri farsça biri Türkçe iki eki aynı anda aynı sözcükte kullandığınızda böyle tuhaf bir durum ortaya çıkar. Yani "kabir -lik-lik" gibi bir ucube.

Ya kabristan sözcüğünü kullanmayacaksın ya da bu vahim hatayı yapmayacaksın.

Ayrıca sözcüğün kendisi de tam bir tuhaflık anıtıdır. Arapça bir sözcükten farsça ekle sözcük türetiyorsunuz.

Bu Osmanlıca garabetidir işte. Yoksa ne Arap ne Acem bu sözcüğü kullanmaz.

2-
Osmanlıca dendiğinde aklına Arap alfabesi gelenler bu durumu elbette kavrayamaz.


Osmanlıca, Osmanlı sarayının yazı dili olarak kullandığı yapay ve zorlama Arapça, Farsça ve Türkçe karışımı dile verilen addır.


Türkler İslamiyet’i kabul ettikten sonra Kur'an'ı rahat okuyabilme kaygısıyla Arap alfabesini kullanmaya başlamışlardır.  O zamana kadar kullanılan en önemli alfabeleri ise Göktürk ve Uygur alfabesiydi.


 Bir ulus, çeşitli etkiler altında değişikliğe uğrasa da bir tek ana dile sahiptir.

Türkler Türkçe, Fransızlar Fransızca konuşur ve yazar. Ancak her iki ulus da tarihleri boyunca birçok alfabe kullanmışlardır.

 Edirne valisinin o çokbilmiş edasıyla ve o tuhaf suratıyla tahtaya yazdığı yazı Arap alfabesiyle,  sütün yararlarını anlatan Türkçe bir cümledir. Bu işi vali Osmanlıca yazı yazdı diyerek anlatmak ise zır cahilliktir.

Yapmak istedikleri, Arap alfabesini yeniden getirmektir.
Anladınız mı Vehbi’nin kerrakesini?


 Eğer işe yarayan bir alfabe olsaydı, harf devrimine kadar, ülkedeki okuma yazma oranı o denli düşük olur muydu? Binde birlik bir orandan söz ediyoruz.

Zordur, Türkçeye uygun değildir. Türkçede 8 ünlü vardır. Arap Alfabesi Arapçaya uygun olduğu için, bizdeki ünlüleri ve bazı ünsüzleri karşılayacak işaretlere (harflere) sahip değildir. Bu yüzden Osmanlı, bu alfabeye sonradan eklemeler yapmış, bazı işaretler katmıştır.

Bu "yeni Osmanlıcı" zırvalamalarının amacı da üzüm yemek değil, bağcıyı dövmektir.
Ata yadigârı, mezar taşlarının okunması falan hikâye.
Kendi ifadeleriyle hepsi "lâf ü güzâf".


Amaç Latin kökenli yeni Türk alfabesini yok etmek.
Amaç okuyan, düşünen, düşündüğünü kolayca yazan, konuşan ve soru soran insanlar yetişmesinin önüne geçmek.
Amaç Mustafa Kemal Atatürk karşıtlığı...
Amaç Atatürk düşmanlığı...
Amaç Atatürk’ü zihinlerden uzaklaştırmak.


Not: Kısa açıklamalarla yetindim. Merak eden için işte internet elinin altında...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

DÜNDEN BUGÜNDEN

  Teyzeminkiyle aynı kumaştan diktirdikleri gökkuşağı renklerindeki yanar döner basma entarimin kirlenmesine aldırmadan, avluda bir köşeye ç...