Günlerden Ahmet Arif'ti oysa. Takvimlerin 2 Nisan 1991' i gösterdiği gün Ankara'da ölen büyük şair.
Bana kalırsa, büyük şair deyince akla gelen, beş bilemedin altı şairden biriydi.
Toplumcu şiirimizin en gözü pek ve kavgacı şairiydi. Halkın söylenmemiş sözünü söyleyen, derinlere gömülü duygularını en yalın haliyle, Türkçe'nin büyülü tınısıyla dile getiren çok az ozandan biri, belki de birincisi...
Vurulan prangaların, zindanların solduramadığı bir sevdalı yürek...
Kim soframızın baş tacı yeşil soğanı, kuru soğanı yedikten sonra ağıza alınan bir karanfilin kokusunu; yeşil soğandan başka armağan götüremeyen görüşmecinin yoksulluğunu en güzel imgelere, çağrışımlara sarıp sarmalayıp verebilir? Kim?
Bu yoksulluğa karşın sevince boğulan ozanın gönlünün zenginliği bu dizelerde nasıl da parıldar...
Bu dizelerin titretmediği yürek var mıdır?
Bu dizelerle hüzünlere dalıp dalıp da uzaklarda kaybolup gitmeyen göz var mıdır?
Bu dizelerdeki acıya meydan okuyan yaşama sevincini, yurt sevgisini hangi zalim karanlık yok edebilir?
Vurulan prangaların, zindanların solduramadığı bir sevdalı yürek...
Unutulmayacak...
*****************************
Haberin var mı taş duvar?
Demir kapı, kör pencere,
Yastığım, ranzam, zincirim,
Uğruna ölümlere gidip geldiğim,
Zulamdaki mahzun resim,
Haberin var mi?
Görüşmecim, yeşil soğan göndermiş,
Karanfil kokuyor cıgaram
Dağlarına bahar gelmiş memleketimin...
*****************************
Burada bir başka ozanın dizelerini yazmak farz oldu.
****
Saraylar saltanatlar çöker
kan susar birgün
zulüm biter.
menekşeler de açılır üstümüzde
leylaklar da güler.
bugünlerden geriye,
bir yarına gidenler kalır
bir de yarınlar için direnenler...
Adnan Yücel
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder