Artık pahalılık yüzünden her ay düzenli kitap alamıyoruz. En azından 10 yıldır durum bu.
Hesap kitap, oradan kıs buraya ekle, ip üstünde cambazlık yapar gibi 6 ayla bir yıl arası toplu alım yapıyoruz.
Her yeni yayınlananı listeye ekliyoruz, bekliyor.
Niğde'de eski geleneksel kitapçılarımızdan hiç biri kalmadı. Bu yüzden her yeni çıkanı izlemek ve almak söz konusu değil. İnternet alışverişine döndük artık. Aslında kolaylık. bu.
Ne var ki toplu alım da toplu para demek oluyor. Zor çok zor.
Dün bu yılın ikinci toplu siparişi geldi.
Bir sevinç, bir mutluluk, sormayın. Kitaplar matbaadan yeni çıkmış gibi, misler gibi kokuyor.
Fena heyecan yaptım. Yaşar da öyle, tek tek okşadı kitapları...
Çocukken ayakkabılarımızı yatağın baş ucuna koyardık ya; ben salonda masaya dizdim, dünden beri tavaf ediyorum, hangisinden başlasam ki?
Not: Korsan kitap almam, asla... Kitaplığımda bir kaç tane korsan vardır, onlar da armağan gelmiştir.
Blogdaki yazılarım öncelikle benim içimi dökme, düşüncelerimi dışa aktarma yolumdur. İlle okunsun diye bir beklentisi yoktur. Okunursa da mutlu olurum.
29 Mart 2019 Cuma
28 Mart 2019 Perşembe
Ben sürüdeki kara koyunum
Aykırı olmayı seviyorum.
Gevşeyip çevreye benzemeye başladığım an hemen toparlanıp fabrika ayarlarıma dönüyorum. Bu yüzden ruhum hep özgür.
Bir türlü kaval çalıp sürüyü karşıya geçiren çobanı sevemedim.
Ben sürüdeki kara koyunum.
Birileri beyin kızını alacak diye kaval sesinin peşinden gitmeyen kara koyunu seviyorum.
Renk değiştiren bukalemunu da hiç sevmem. Hep korkarak, hep renk değiştirerek yaşanır mı?
Ne yapacağımı söyleyenleri de hiç sevmedim zaten. "El alem" sopasından da korkmadım.
Bu yüzden düşündüklerimi, hissettiklerimi çekincesiz söyleyebiliyorum.
Aklımın kurtuluşunun bu özgürlük olduğunu biliyorum.
Yanlış anlaşılmalarım oldu, aldırmadım, azıcık üzüldüm, o kadar...
Gevşeyip çevreye benzemeye başladığım an hemen toparlanıp fabrika ayarlarıma dönüyorum. Bu yüzden ruhum hep özgür.
Bir türlü kaval çalıp sürüyü karşıya geçiren çobanı sevemedim.
Ben sürüdeki kara koyunum.
Birileri beyin kızını alacak diye kaval sesinin peşinden gitmeyen kara koyunu seviyorum.
Renk değiştiren bukalemunu da hiç sevmem. Hep korkarak, hep renk değiştirerek yaşanır mı?
Ne yapacağımı söyleyenleri de hiç sevmedim zaten. "El alem" sopasından da korkmadım.
Bu yüzden düşündüklerimi, hissettiklerimi çekincesiz söyleyebiliyorum.
Aklımın kurtuluşunun bu özgürlük olduğunu biliyorum.
Yanlış anlaşılmalarım oldu, aldırmadım, azıcık üzüldüm, o kadar...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
DÜNDEN BUGÜNDEN
Teyzeminkiyle aynı kumaştan diktirdikleri gökkuşağı renklerindeki yanar döner basma entarimin kirlenmesine aldırmadan, avluda bir köşeye ç...
-
Sevgili yeğenim Bilgesu'nun yazmaya hevesini biliyordum. Arada yazdıklarını okur ve çok beğenirdim. Şiir yazdığını bilmiyordum. Gönd...
-
7’den 77’ye hemen herkesin yaptığı yaygın bir yanlışlıktan söz edeceğim. Eskiler buna galat-ı meşhur derlerdi. Çok yaygın olduğu ...
-
Sevgili Hocam Mazhar Kükey'i 35 yıl sonra yeniden görmek çok güzeldi. Uzun, çok uzun bir ömür diliyorum değerli hocama. Emekli oldukta...
-
Bir akrabam yıllarca önce anlatmıştı. Bahçeli'de kurban keserler. Kendisinin tüm itirazlarına karşın bir dirhem bile dağıtılmayan et e...
-
"Yıl 1962 Ankara’da yayımlanan, hükümet ve düzen işbirlikçisi bir gazete, kendi topraklarında yaşama özgürlüğü elinden alınmış mesn...
-
Nicedir aklımda. "Tanrı" dendiğinde küfür ediliyor sanan, boyuna kadar günaha batacağını düşünen Müslümanlar için "Allah...
-
DİLİM GİYDİRİR BANA KİLİM 1- 24.02.2015 tarihinde Kanal Türk’te akşam haberlerinde, haberleri sunan kişi "aile kabristanlığ...
-
Bugün bir arkadaşım anlattı. Çok öfkeli ve şaşkındı. Kızı 4. sınıfa gidiyor. Öğretmenin verdiği Türkçe dersinden bir ödevle ilgili ann...
-
“BENİM HALİM MEMLEKETİN HALİ.” Bor Devlet hastanesinde, son zamanlarda iki doktora gittim. İlki göz doktoru… Niğde Devlet Hastanesi...
-
Yıllardır zambak olarak bildiğim bu çiçeğin adının "süsen" olduğunu öğrendim. Okuduğum romanlarda, öykülerde, şiirlerd...