Mardin Lisesi orta son...
Yılları kim sayar!... Oturup hangi yıl olduğunu hesaplayabilir miyim!...
Sevgili Semiha Kihtir ve Sevgili Tevfik Görgülü (Lise 1'den sınıf arkadaşlarım) belki anımsar. Sormak gerek.
Adlarını bile unuttuğum güzel arkadaşlarım... Sade Fehmiye kalmış aklımda. Arkamda orta sırada...
O da suçluluk duygumdan...
Bir tiyatro oyunu sergiliyorduk. Sevgili hocamız Zeliha (Kihtir) Ozay yönetiyor. (Bir de Mehmet Sadri Bey varmış, unutmuşum, yıllar sonra Facebook'ta karşılaşınca kendisi anımsattı. En derin saygılarımla.)
Rolüm gereği züppe bir anneyim. Takıp takıştırmam gerek. Nereden bulacağım o gösterişli küpeleri, kolyeleri diye kara kara düşünürken canım Fehmiye yetişti imdada. Işıltılı, sarkaçlı, renkli küpelerini verdi bana. Yıl sonu müsameresi olduğu için küpeleri iade edemeden tatile girdik. Yazın aniden babamın tayini Urfa'ya çıkıverdi. Küpeler kaldı mı bende... Hem komşumuz hem annemle babamın sıkı dostları Sabire Abla'ma bıraktım takıları. Okul açılınca okula gidip küpeleri idareye bırakacak, Fehmiye'ye vermelerini sağlayacak. Olmamış, Sabire Abla'm çalışmaktan fırsat bulamamış, unutmuş. Küpeler öylece bir kenarda unutulup gitmiş.
İşte Fehmiye'ye karşı duyduğum suçluluğun nedeni budur. Adı da benim kör belleğime takılıp kalmıştır.
Ama şimdi bu fotoğrafa bakarken öyle hissediyorum ki bu güzel arkadaşlarımla karşılaşsam hemen tanırım, adları da o kör kuyudan fırlayıp çıkar gün yüzüne.
Ah gençlik!...
Ah kalın tül perdelerin arkasındaki hayal meyal yaşantılar, anılar...
Bir saat bile olsa o anları yaşamak için kalan ömrümden ayları feda edebilirim sanıyorum.