23.03.2014
Bugün, Niğde’de,
CHP ve Kılıçdaroğlu tam gaz yola çıktıklarını gösterdiler.
Meydanda adım
atacak yer yoktu. Yan yollar, sokaklar tıklım tıklımdı. Ahali taşıma değildi.
Yüzde yüz yerli… Çoook uzun zamandır Niğde’de CHP meydanları böylesine
doldurmamıştı. Olağanüstü yani.
Kendimi bildim
bileli hayatımda CHP var. Aileden… Hiç üyesi olmadım. Oyumu sıklıkla
vermişliğim var. Seçim zamanlarında, fırsat buldukça fiilen destek vermişliğim,
çalışmalara katılmışlığım da epey fazla. Bilen bilir. Bu uğurda, Sivas
katliamında cayır cayır yanan Asım Bezirci tarafından baskıya hazırlanan Bir
Nazım Hikmet külliyatım bile yok oldu. Asım Bezirci’nin ölümünden sonra o
kitaplarımın akıbetine bin kat daha fazla üzülmüştüm.
Ancak kendimi
bir türlü CHP’li olarak tanımlayamıyorum. CHP içinde neler olup bitiyor,
takipteyim ama. Dışarıdan daha nesnel değerlendirmeler yapılabiliyor.
Neyse ne…
diyeceğim o değildi.
Dün CHP
siyasetlerini beğenmeyen, sendika içinde PKK VE BDP’ye yakın durmalarıyla tepki
gören arkadaşların, bugün ellerinde CHP bayrağı görmek çok ilginçti. Hepsi ama hepsi oradaydı. Eline bayrak almaya
utanan bir bayan arkadaşımız bayrakları çocuklarına vermişti. Solun birbirine
uzak ya da yakın bütün renkleri oradaydı ve meraktan öte destek için
gelmişlerdi. Bu yüzden “Şöyle bir bakar, halkın nabzına bakar, ayrılırım.”
dediğim halde, sırf bu yüzden, sonuna kadar orada kaldım. İzlemek ilginç oldu.
Sanırım Niğde’yi
CHP alacak. Rüzgârın yön değiştirdiği çok açık. O kalabalığın nedeni de “üçten beşten geride
kalan değilem.”olsa gerek.
Kılıçdaroğlu,
bana göre çok zeki bir adam. İnce, kıvrak, uyanık bir zekâsı var. Kavrama
yeteneği olağanüstü. Doğaçlama yapmak öyle her babayiğidin kârı değildir. Sözlü
değil, davranışlarda da doğaçlama, ani ve isabetli tepki vermek yani.
Düşünmeye, çabuk düşünmeye alışık biri.
MHP’li bir genç
o meşhur bozkurt işaretini yapmış. Amaç kötü mü bilemiyorum. Kışkırtma da
olabilir… Kılıçdaroğlu,, haftalardır,
meydanlarda birlik mesajı veriyor; insanları ayrıştırmadan, her siyasi
düşünceye aynı mesafede duracağını, ötekileştirenlerden olmayacağını söylüyordu
ya…
Bu kez, bunu bir
tek el hareketiyle anlatıverdi.
O MHP’li gence
aynı işareti yaparak; “Ben, her düşünceye saygı duyarım. Düşüncesi, eylemi ne
olursa olsun kimseyi ötekileştirmem. Sen bana tepki duyuyor olabilirsin ama ben
senin düşüncelerine saygı duyuyorum. Bu nedenle yaptığın işareti bir selam
olarak alıyor ve bir selam olarak iade ediyorum. ”dedi.
“Yüzde 51’i
evlerinde zor tutuyorum.” diyenlerin çirkinliğine düşmedi. Kendisine oy
vermeyen nüfusun diğer yarısını terörist ilan edenlerden olmayacağını o bir tek
işaretle anlattı.
Anlayan anladı
da anlamayanlar zaten olmayan akıllarıyla iyice dumura uğradı. Devlet Bahçeli
bile bunun bir barış eli, gerginliklerden uzak durma çağrısı olduğunu görmedi.
Hadi o Devlet Bahçeli… Ya CHP içindeki kafası bulanıklara ne diyelim? Bir anda
Kılıçdaroğlu faşist ilan edilmesin mi?
Bir siyasi
partinin lideri, bir seçim mitinginde, kendi seçmenlerinin önünde rakiplerinden
birinin alameti kabul edilen işareti niye yapar? Çok mu akıl fakiridir?
Bastırılmış duyguları mı bir anda patlamıştır?
Kendi seçmeninin
aklına ve iz'anına güvenen, kendi öz güveni dorukta, akıllı bir lider tavrıdır
bu. Benim çok hoşuma gitti. Helal olsun sana Kılıçdaroğlu dedim.
Seçim
meydanlarında bunu kullanan zavallılara da üzüldüm doğrusu. O kadar yoksullar
ki…
Not: Ben Kılıçdaroğlu’nun,
hitabet yeteneğinde gördüğüm birkaç gedik dışında, seçim meydanlarında çok iyi
olduğunu düşünüyorum.