Bugün genç bir dostumla sohbet ettik biraz.
CHP'nin taşra örgütlerinde de genel merkezdeki anlayışın egemen olduğu konusunda düşüncelerimiz benzeşiyordu.
CHP hala bütünleşip tek bir gövde gibi esnek hareket edemiyor.
Bir belgeselde sığırcıkların dansını izlemiştim.
Binlerce minik kuşun aynı anda aynı hassas ritmi tutturup o eşsiz koreografiyi canlandırmasına ağzım açık bakakalmıştım.
"Kuş beyinli" sözünün kuşlara ne büyük bir hakaret ve haksızlık olduğuna inanıyorum artık.
Genç dostum, Niğde il ve ilçe örgütlerindeki grupları bir solukta saydı indirdi. Falanın adamları, filanın adamları, falancanın tayfası, filancanın yancıları...
Hepsi bildiğim isimler...
Hepsi konumlarını gelecek üzerine kurdukları düşlere endekslemişler.
Hepsi yıllardır siyasetin içinde.
Hepsinin yaşı ellinin altmışın üstünde.
Hepsi siyaseti günlük yemek listesi gibi görür.
Hepsi...............
Her neyse.....
Ama hiçbirinin "sığırcıkların dansı" gibi bir olup, bütünleşip, uyum içinde ülkeyi içinde bulunduğu açmazdan kurtarmak gibi bir projesi yok.
Hiç biri Namık Kemal'in ""Bârika-i hakikat, müsâdeme-i efkârdan doğar" sözünü duymamış, duyduysa bile içselleştirmemiş.
Hiç birinin bu sözdeki gibi "düşünceleri çarpıştırıp" gerçeğe ulaşma gibi bir kaygısı yok.
Mevlana, yüzyıllar ötesinden, “Aklın varsa bir başka akılla dost ol da işlerini onunla danışarak yap!” diyor.
Ülkenin geleceğini kurma iddiasındaki bir partinin "hal-i pür-melali" insanın içini acıtıyor.
Birlikte çalışma, siyasi çalışma denince akıllarına çarşı pazar birlikte dolaşmak gelen insan toplulukları...
Gece gündüz birlikte olup, özveriyle, hiç bir karşılık beklemeden düşünceleri, projeleri konuşup tartışan, yeni ufuklar yaratmaya istekli siyasetçiler gerek bize.
Coşku gerek.
Gençler gerek.
Gençleri hamal gibi gören zihniyetten kurtulmak gerek.
Bin yaşındaki siyasetçilerin, düşünmeye, konuşmaya üşenen içi geçmiş insanların yerlerini ivedilikle gençlere bırakması gerek.
Dinamik, akıllı, zehir gibi zeki gençlere...
Siyasette emekli olmayı milletvekili olmak sanan zihniyet mide bulandırıyor.
Daha neler neler yazılır çizilir bu konuda...
Ne yazık ki bu da bizim mahallenin açmazı.
Umut?
Yok...
Genç dostumla söyleşimizin özeti üç aşağı beş yukarı böyleydi.
(8 Şubat 2022 Tarihli Facebbok yazım)