24 Eylül 2015 Perşembe

BİR FİLMİN ARDINDAN


           BİR FİLMİN ARDINDAN

“Tanrı, kasırgayı göndermeye karar verdiği zaman kimsenin rengiyle ilgilenmedi.”

The Help – Yardımcı filminden…

Filmi bize kardeşim Namık Kemal Yaşar önermişti.

Bu gece eşimle bu filmi izlemeye karar verdik. Kemal bu adı vermişti ama Türkiye’de Duyguların Rengi adıyla gösterilmiş. İnternette ararken bu nedenle zorlandık. Filmi izleyince anlaşıldı ki asıl adı “Yardımcı”dır.

Eğer izlemeyenler varsa hiç tereddüt etmeden izlemeli. Ben bu kadar geciktiğimiz için üzüldüm. Yaşar da öyle… Hele filmin sonlarına doğru koca adamın bir ağlaması vardı ki…

Bence ABD’de ırkçılığın, ırk ayrımının bu kadar etkili işlendiği çok az film yapılmıştır.

Filmin etkisi biraz da işlenişten kaynaklanıyor.

Öykü çok sağlam ve derinlemesine, bütün duygular en ince ayrıntılarına dek verilerek işlenmiş. Ayrıntılara saplanmadan ayrıntı vermek bence Amerikan filmlerinin başarısı.

Bu film bizde yapılsaydı diye düşündüm bir an…

Öykünün tamamını vermek için, yönetmen en az iki devam filmi yapardı, kesin.

Çünkü o duyguların derinliği öyle ayıla bayıla, yaya yaya anlatılırdı ki en az üç sinema filminin süresine ancak sığdırılırdı.

Ben, gerçek yaşamda, iyinin, haksızlığa uğrayanın, adil olanın, mazlumun sonunda kazanacağı yalanına asla inanmadım. Ama inanmayı çok istedim. Gerçek yaşam her gün bana aksini kanıtlasa da buna inanmak istedim doğrusu.

Benim dışımda olan bitenin de benim sorunum olduğunu düşünmek gibi huyum var. O yüzden çok acı çektim ve çekmekteyim.

Akşam yatağa girdiğimde bu acıların intikamını düş kurarak alıyorum. Düşlerimde hep iyiler, mazlumlar, haksızlığa uğrayanlar kazanır.

İşte bu nedenle arada bir bu tarz kitaplar okumak, filmler izlemek çok hoşuma gider. Yerli dizileri hiç izlemiyorum; çünkü kahramanları gece gündüz soluksuz kötülük yapmaktalar.

Gene aynı nedenle akşam sinema seanslarımızda, sık sık eşime “Hadi kötüleri dövelim.” derim ve hep iyiliğin, güzelliğin kazandığı, kötülüğün zorbalığına zorla karşı koyan, intikam filmleri, adalet dağıtan macera ve polisiyeleri izleriz.

Günlük acılar bu şekilde hafifletilmeye çalışılır işte.

The Help – Yardımcı filmi bu bakımdan da çok hoşuma gitti.

ABD’de insan hakları denilen şeyin ne bedeller ödenerek kazanıldığını biliriz. Çok kan döküldü bu uğurda. Irkçılığın kökü kazınamadı gene de. Bugün bile ırkçı beyaz polislerin zencileri sokak ortasında infaz ettiğini okuyoruz gazetelerden.

Aslında dünyanın her yerinde hala ırkçılık gizli-açık vahşice can almaya devam ediyor.

Suriyeli mültecilere çelme takan faşist kadın gazeteciye birlikte öfkelenmedik mi? Üstelik çoğumuz Suriyeli sığınmacılara kızıyorduk.

Filmde, kısmi de olsa kazanan zencilerdi. Kötü beyazlar fena halde rezil oldular.

Tam da bu noktada filmin inandırıcılığı biraz zayıflıyordu; ama olsun.

Sonunda beklediğim, umduğum, istediğim gibi “Hak yerini buluyor”du.

Filmi izlemek isteyenlere fazla ipucu vermekten korkarım. Öyle olmamıştır umarım.

Bence izleyin.

Kemalciğim, çok teşekkür ederim.

Tam bir sinema şöleni çektik kendimize. Sayende…

“Tanrı, kasırgayı göndermeye karar verdiği zaman kimsenin rengiyle ilgilenmedi.”

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

DÜNDEN BUGÜNDEN

  Teyzeminkiyle aynı kumaştan diktirdikleri gökkuşağı renklerindeki yanar döner basma entarimin kirlenmesine aldırmadan, avluda bir köşeye ç...