15 Temmuz 2023 Cumartesi

Kabak Güzellemesi

 Geçen perşembe pazardan kabağı biraz fazla almıştım. Her türlü yemeğine bayılırız.


Yemeğinden tatlısına ne çok çeşidi vardır kabak yemeklerinin.
Geleneksel kuşbaşılı kabak, bulgur ve etle pişirilmiş, sarımsaklı yoğurtla yenen kabak, mücver, kabak karnı yarığı, yaşı kurusu kabak dolması, sandal kabak yemeği, kabak salatası, garnitürlü makarnalı kabak salatası.... Bunlar benim bildiklerim.
Bizim buralarda bal kabağından yaptığımız enfes tatlıya ek hatay yöresinde yapılan çıtır çıtır kabak tatlısı...

Önce şöyle bol cevizli, süzme yoğurtlu kabak salatası yaptım. Ağzınıza layık, pek güzel olmuş. Bir kaç gün sonra da kuşbaşılı bol domatesli acılı geleneksel yemek...

Düşündüm de bunca lezzet çeşidine rağmen kabağa nankörlük edip "Kabak tadı vermek" diye bir deyim yaratmışız.
Bıkmak anlamında, çok tekrarlandığı için isteksizlik yaratan şeyler için kullanılır.
"Her toplantıda aynı terane. Kabak tadı verdi artık."
"CHP'deki kifayetsiz muhterisler pıtrak gibi... Artık kabak tadı verdiler."
"Kılıçdaroğlu'nu savunup duruyoruz ama çok yanlış iş yaptı, inan kabak tadı verdi artık."
"Facebook'ta günaydından başka şey paylaşmayanlar kabak tadı verdiler."
"Televizyonda hep aynı yüzler... Artık kabak tadı veriyor."
"Şu televizyon dizileri de iyiden iyiye kabak tadı verdi."

Yemeğim güzel olmuş. Yaşar beğendi.
Sordum,"Sence kabak kadar zengin bir sebzeyi neden -kabak tadı vermek- diye bir deyimin içine soktuk dersin?"
"Bilmem ki, vardır bir nedeni. Biz şu tazecik, lezzetli Bor kabağından özür dileyelim mi?" dedi. Güldük. (Buralarda Bor kabağı çok meşhurdur. Bilmeyenler için notumuz olsun.)

Kabak tadı vermeyen insanlarla karşılaşmamanız dileğiyle...

7 Temmuz 2023 Cuma

Vazgeçebilmek

 İnsan neden kendinde keramet vehmetmeli? Vazgeçilmez değiliz ki?

Görünürdeki zincirlerim aslında yok, ruhumu ve aklımı özgür bıraktım.
Birileri benim zincirlerimi görüyorsa bu onların sorunu. Beni kendilerine "mecbur" sananlar; ne gaflet...
Onları kırıp atmak göz açıp kapamalık bir süre.
Vaz geçilmez değilim.
Kimse de benim için vaz geçilmez değil.
O demir ağlar hiç kimse için, ama gerçekten hiç bir insan için artık mevcut değil.
Aklım ve ruhum bu denli özgürken neden korkayım?

Yerini Ud Edenler

 Arapça'dan gelen bir sözcük var: "ûd"

Eşsesli çalgı anlamındaki uddan farklı...
Anlamı "utanma, sıkılma, gönül borcu, suç, günah" olarak açıklanır.
Dilimizde güzel bir deyimin içinde yer alır: "Yerini ûd etmek"
Pek çok arkadaşım hemen tanıdı, değil mi?
Birine "Yerini ud etme." demek şudur:
Şimdilik sevilen, saygı duyulan, beğenilen, takdir edilen birisin ama kendi ellerinle, dilinle, davranışlarınla insanları soğutup uzaklaştırma. Bugün seni takdir eden insanlar hemen yarın seni pişman ederler. Burnu büyüklük yapma, kerameti kendinde bilme, ne oldum delisi, buldumcuk olma. Dangalaklığı bırak, gönül kırma.
Yarın terk edildiğinde suç sadece senindir.

Olağanüstü, değil mi?
Siyasette "yerini ud edenler" ne denli çoğaldı, farkında mısınız?

DÜNDEN BUGÜNDEN

  Teyzeminkiyle aynı kumaştan diktirdikleri gökkuşağı renklerindeki yanar döner basma entarimin kirlenmesine aldırmadan, avluda bir köşeye ç...