29 Mart 2015…
Siyasi tarihimiz ve CHP tarihi için bir dönemin sona erdi ve
yeni bir dönem başladı.
Çok iyi oldu.
İki önemli olay, yıllardan beri kendimi hiç hissetmediğim
kadar iyi hissetmeme neden oldu.
İlki Büyük Gezi direnişi, ikincisi CHP ön seçimlerinden
çıkan sonuç.
CHP için değil de, daha çok ülkemin insanları üzerindeki ölü
toprağının, ataletin yok olduğunu görmek umutlarımı tazeledi.
Sancılı bir süreç yaşandı. Sonuç olağanüstü oldu.
CHP seçmeni “aptal olmadığını, çok iyi gören gözlere, çok
iyi kavrayan bir zekâya, çok sıcak bir yüreğe sahip olduğunu” cümle âleme
duyurdu.
Birkaç olumsuz durum dışında (Hala parayla iş yapabileceğini
sananların kol geziyor. Hala bunların ağına düşenler olabiliyor, ne yazık ki…)
görmezden gelenlerin, iktidar yalakalarının, umutsuzluk tellallarının bile
gözlerinin yuvalarından fırlamasına neden olan demokrasi şöleni yaşandı.
CHP lideri düşman çatlatan bir zekâya sahip olduğunu
kanıtladı.
Kendisi de ön seçim yarışına girerek başta kendi partisi
olmak üzere Türkiye siyasetine unutulmaz bir ders verdi. Muhteşem bir
gösteriydi doğrusu. Sonuçları da o denli görkemli oldu.
Parti içinde kendisine her fırsatta saldıranlara, mezhebi,
çelebi görünümü, yumuşak üslubu vb. bahanelerle kendisine eleştiri oku yönelten
ite kopuğa seçmenin cevap vermesini sağladı. Çok uzun süre ağızlarını açamazlar
artık.
Bir hamleyle kendi tabanını harekete geçirdi.
Tam da iktidar partisinin kendi adaylarını İstihbarata
incelettiği bir dönemde, bir demokrasi hamlesiyle rakiplerine çalım yaparak öne
geçti.
Seçmenin parti ağalarına ders vermesini sağladı. Baykal
kendi seçim bölgesinde üçüncü sıraya düştü. Kontenjan nedeniyle seçime ancak
dördüncü sıradan girebilecek.
Önder Sav’ın, Süleyman Çelebi’nin (Çelebi’nin vekil olduğunu
bilmeseniz mecliste olduğunu bile anlamazdınız.) esamisi bile okunmadı.
Mustafa Sarıgül’ün durumu evlere şenlik. Sen o kadar para
dağıt, türlü biçimlerde rakiplerine el
ense çekmeye çalış, seçmen seni onuncu sıraya şutlasın. Trajik…
Ama bir tek o, sadece o yaşadıklarından ders çıkarmaz.
Yüzünde manda derisi çekili. Diğerleri gereken dersi aldılar.
Aykut Erdoğdu’yu seçmen korudu. Seçmen nasıl çalıştığını,
yolsuzlukların üstüne nasıl korkusuzca yürüdüğünü gördü ve kıvrak zekâsını ve
keskin dilini, hepsinden önemlisi kendisinin karşılıksız halka adanmışlığını,
dürüstlüğünü ödüllendirdi. Kendisine oynanan oyunlar seçmenden döndü.
Eren Erdem Uğur Dündar’ın söylediğine göre 15.000 liralık
bir bütçeyle girmiş seçime. Gördük ki seçmen para dağıtanlara da yüz vermiyor.
Kelle koltukta mücadele edenler, dürüst insanlar,
çalışanlar; halkı, vatanı kendi çıkarlarının çok çok üstünde tutanlar seçmenin
yüreğinde yer buldu.
Seçmen Özgür Özel’i unutmadı örneğin.
Melda Onur ön sıralarda yer bulamadı. Bazı çevreler duruma
müdahil olmaya çalışıyorlar. İmza kampanyası falan. Elbette küçümsemiyoruz.
Ancak çok çalışıp o bölgeden Melda Onur’un meclise girmesini sağlamak varken
seçmen iradesiyle ön sıralarda yer bulan insanları kaydırıp Onur’u ilk sıraya yerleştirmeye
çalışmak ya da hem ön seçime girip hem de kontenjandan yararlanmasını sağlamak
saçmalık. O çevreler o imza kampanyası için harcanan mesaiyi 7 Hazirana kadar
harcasalar Melda Onur da seçilir.
Özetle başta CHP lideri Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU olmak üzere
CHP örgütü çok çok büyük övgüleri hak ediyor.
Şu karanlık ve endişeli günlerde içimize temiz bir hava
çekmemizi sağladılar. Rahatladık, inancımız tazelendi.
Önemli not 1:
Birkaç söz de seçmene söylemek gerek.
Seçmen akıllı ve sağduyuluydu.
Bir arkadaşım, İstanbul birinci bölgede oy kullandı. Bir
aydır ders çalışır gibi ön seçim adayları üzerinde çalıştı. Her birini tek tek
inceledi, araştırdı. Çalışmalarını, eğitim durumlarını, aile yapılarına
varıncaya kadar inceledi. Haklarında çıkan yazıları okudu. Adeta kılı kırk yardı ve öyle oy kullandı. Bu seçmen
kül yutar mı?
Not 2:
Bu yazıyı bitirdim ama iki-üç gün blokta yayınlamayı ihmal ettim.
Geldik bugüne. 01.04.2015
Yazıda “…..kendisine eleştiri oku yönelten ite kopuğa
seçmenin cevap vermesini sağladı. Çok uzun süre ağızlarını açamazlar artık.” demiştim
ya…
Yanılmışım.
İt kopuk her durumda hırlamaktan vazgeçmiyor.
Sabah Gazetesi, Aydınlık, Oda TV, Ulusal Kanal ve Sözcü
Gazetesinin bazı yazarları ağız birliği etmiş gibi aynı hezeyanları
yumurtluyorlar. Hedef Halk TV…
CHP Halk TV kanalıyla ulusalcıları tasfiye etmiş. Bak bak,
yalana bak.
Eskiler ne demiş?
İt ürür kervan yürür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder