9 Nisan 2015 Perşembe

NEREDE DURACAĞINI BİLME SORUNSALI


Bir arkadaşımız, Facebook paylaşımında, HDP'nin PKK'nın uzantısı olduğunu söyleyen yorumcuya "Valla biz o bağlantılarını bilmiyoruz. Siz ne iş yapıyorsanız artık ? demek ki bizleri kandırıyorlar..” yanıtını verdi. (Olduğu gibi kopyaladım)

Bu cümle hem insanları aptal yerine koymak, hem de çok çirkin bir iftira yüklemek amacıyla söylenmiş, belli.

 Şimdi, o arkadaşa diyorum ki (Kadın temsiliyeti üzerinden başlayan bir tartışmada kadına hakaret eden.):

Bir kere aklı olan, gören bir göze sahip olan herkes bu bağlantıyı bilir. Bu, bir.

Bunu böyle dalga geçer ve alay eder bir tarzda söylediğinizde iş iyice çirkinleşir. Bu, iki.

İnsanlarla alay etmeye, onları salak yerine koymaya yetecek bir zekânız olmadığı biliniyor. Bu, üç.

Sizinle uygarca laf yarıştıracağını sanan o yorumcuya söylediğiniz “Siz ne iş yapıyorsanız artık ?” cümlesini ise aynen iade ediyoruz size. Bu, dört.

Herkesi ajanlıkla, polislikle suçlamadan önce, dönüp kendinize bakın. Bu, beş.

Biz geçmişte kimin kimlerle ne pazarlıklar yaptığını, ne yazık ki, yaşayarak öğrendik. Bu, altı.

Kendini solda tanımlayıp, sosyalist olduğunu iddia edenlerin nasıl bir ırkçılık batağında kendi davalarına bile ihanet ettiklerinin de yakın tanığıyız. Bu, yedi.

Aynı platformda bunları yazıyor olsaydım, sizin durumunuza düşüyor olurdum. Yani sizin hakaret ettiğiniz, ajanlıkla suçladığınız kadın arkadaşı gördüğümüz gibi, herkes de kime söz söylediğimi anlardı. Oysa ben sadece siz anlayın istedim. Yani gene de onurunuzu incitmek istemedim.

Böyle herkese açık yazmamın nedeni de kimse insanları bir daha aptal yerine koymasın diyedir. Yani herkes üzerine düşeni alacak. Bu, sekiz.

Söz, doğrudan bize söylenmese de, biz, insanlara yapılan haksızlığı, hakareti sessizce geçiştirmedik asla. İftirayı cezasız bırakmadık, bırakmayız da… Bilen bilir.

Bu, dokuz…

HDP asla bir Türkiye partisi olmadı, olamaz. Kendi dışında kalanların değer yargılarını hiçe sayan, bayrak yakan, bir tek gün başta “Türkiye’de kadın olmak” konusunda kafa yormamış, kadınlara yapılanlarla ilgili olarak sokaklara dökülmemiş, ilk iki gün dışında AKP’ye ayıp olmasın diye Gezi olaylarından uzak durmuş (Sırrı Bey, tomaların üzerine tırmanacak kadar sahiplendiği direnişi nedense ikinci gün terk etti.), ölümler, cinayetler, gelir adaletsizliği, emek sömürüsü, emekliler, işçiler, eğitim, iş kazaları, insanların ötekileştirilmesi, dinsel, mezhepsel ayırımcılık, ülkenin savaş eşiğine getirilmesi, enerji sorunu, doğa katliamı, özelleştirmeler, yolsuzluklar, kanunsuzluklar ve daha yüzlerce ülke sorununa bigâne kalan bir parti Türkiye partisi değildir.

Bu da on…

Biz gene de yolu açık olsun diyelim. Barajı geçmelerini dileyelim.

(Bugün, 09.04.2015 tarihi itibariyle, Davutoğlu, “Barajı geçerlerse, başımızın üstünde yerleri var.” dedi.)

Anlaşıldı mı bilmem.

NOT:
AŞİRET EGEMENLİĞİ

"Hakkari’de AKP eski milletvekili Mustafa Zeydan'ın oğlu Rüstem Zeydan AKP’den, diğer oğlu Abdullah Zeydan HDP'den milletvekili adayı oldu. Bitlis'te de eski Devlet Bakanı Edip Safter Gaydalı AKP’den, ağabeyi Mehmet Celadet Gaydalı ise HDP’den aday gösterildi. Şırnak'ta da Birlik ailesinden iki partide iki aday yer aldı. Rizgin Birlik AKP’den, Leyla Birlik ise HDP’den aday gösterildi."

BU NOT DA YAZIMIZIN KAPAĞI OLSUN.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

DÜNDEN BUGÜNDEN

  Teyzeminkiyle aynı kumaştan diktirdikleri gökkuşağı renklerindeki yanar döner basma entarimin kirlenmesine aldırmadan, avluda bir köşeye ç...