17 Ağustos 2012 Cuma

ŞİİR ÜZERİNE


ŞİİR ÜZERİNE

Şiir sanatların en eskisi, bütün sanatların kaynağıdır. Şiir insandır. İnsanın söze taktığı kanattır. Sözün kanatlanmasıdır bütün çağlarda.

Kutsal kitapların dili şiir dilidir. İnsanoğlunun bütün kutsal metinlerinde şiir vardır. Destanların, efsanelerin, mitlerin, masalların dili şiirdir. Duaların dili şiirdir. Şiir tanrısal bir sanattır.

Şiir, doğadır, topraktır. Toprak gibi doğurgandır. Şiir berekettir insana sunulmuş. Şiir, kıtlıktır insanın acısı… Şiir yakan kavuran yıldırımdır. Şiir, tepeden tırnağa çiçek açmış bir badem ağacıdır. Bir uçurum kenarında tek başına ışıldayan sarı çiçektir.

Şiir, kayaların gölgesine sinerek avını gözleyen bir dağ aslanıdır. Şiir, toprağın özlediği sudur. Bir tavşanın ürkekliğinde, soylu bir atın kıvraklığında, bir çocuğun annesinin kollarında duyduğu güvende şiir vardır.

 Ayrılık, yoksulluk, ölüm şiirdir. Şiir haksızlığa baş kaldıran kavgadır. Savaşta şiir, barışta şiir vardır. Şiir çağlarca direnmektir. Şiir şahlanan bir atın sırtından inip şahlanan bir ata binen sözdür.

 Bizim kültürümüzde şair kutsanmış insandır. Kamlardan, baksılardan, şamanlardan bugüne yaptığımız yolculukta şairlerin halkın baş tacı olduğunu görürüz. Çağlar boyu egemenlerin, diktatörlerin, insana düşman olanların kâbusu, en büyük korkusu şairler olmuştur.

 Nesimi’den Pir Sultan Abdal’a, Namık Kemal’den Nazım Hikmet’e, egemenlere direnen, bu uğurda ölen, öldürülen, damlarda, zindanlarda, sürgünlerde çürütülmeye bırakıldıkları halde ışığını çağlar öncesinden çağlar ötesine yansıtan yiğitlere, o güzel insanlara selam olsun.





 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

DÜNDEN BUGÜNDEN

  Teyzeminkiyle aynı kumaştan diktirdikleri gökkuşağı renklerindeki yanar döner basma entarimin kirlenmesine aldırmadan, avluda bir köşeye ç...