Blogdaki yazılarım öncelikle benim içimi dökme, düşüncelerimi dışa aktarma yolumdur. İlle okunsun diye bir beklentisi yoktur. Okunursa da mutlu olurum.
21 Aralık 2016 Çarşamba
Canım "yılbaşı tebriği" almak istiyor.
Hani bir zamanlar (sanki milattan önceymiş gibi) üşenmeden bütün sevdiklerimize ayrı ayrı yazdığımız süslü kartlardan. Kokulu olanlar bile vardı. Sade olanlar, üç boyutlu olanlar, fotoğraf olanlar, resim olanlar, simliler...
Kırtasiyeciler yetmez gibi postanenin önünde, işlek kaldırım kenarlarında tezgahlarda...
Kuyruklar bile oluşurdu bazan.
Öğrenci harçlığımla en az elli kart gönderirdim.
Herkese ayrı...
Ama asla aynı sözcükleri kullanmazdım. Herkes için söylenecek güzel, samimi, sıcacık sözlerim vardı.
Anneme babama gönderirdim ama kardeşim Ferda'ya ayrı yollardım. Karşılığı da öyle olurdu. Diğerleri küçüktüler.
Arkadaşlarım, yakın-uzak akrabalarım, komşularımız, aile dostu büyüklerimiz... Kim varsa...
Hiç birini atlamazdım. Hiç kimse de beni unutmazdı.
"Tebrik" almak çok büyük mutluluklarla doldururdu içimi.
Sadece yılbaşında değil, bayramlarda da...
İyi ki bazılarını hala saklıyorum.
Ne güzel olurdu yeniden kart yazmak, kart almak...
Çok canım istedi, çoookkk....
BİR SUİKAST
7 Aralık 2016 Çarşamba
SİYASETTE SAMİMİYET NEREDE BAŞLAR, NEREDE BİTER
Uğradığı mağduriyeti de, o günlerdeki ve bugünkü sağlam duruşunu da unutulabilir miyiz?
1 Aralık 2016 Perşembe
ÜRÜN ETİKETİ-ANAYASA
Etikette taksitli fiatı, peşin fiatı ayrı olduğu halde kasada taksit yapamayacaklarını söylediler.
Eşim, etiketin üzerindeki bilginin taahhüt olduğunu, taksit yoksa etiketi değiştirmeleri gerektiğini söyledi.
Kasiyer kız "Anayasa değişti amca." demez mi?
Eşim, malum emekli öğretmendir, "Anayasa mı yasa mı", sırf bu yüzden yasa mı çıkardınız, anayasayı mı değiştirdiniz? diye gürlemeye başlamıştı ki kasadaki çocukların bocalamalarını görünce fırçadan vazgeçti.
Ellerini iki yana çaresizce açarak bana döndü ve ve "Duydun mu?" dedi.
Yaş ortalamaları 20 var yok. İki kız...
Marketin taksitli satış yapmaması yüzünden mağazada da taksitli satışların iptal edildiğini söylemeye çalışıyorlar akıllarınca.
Etiketi değiştirmeyi unutmuşlar...
Anayasanın ne demek olduğunu bilmiyorlar.
...
Eve gelinceye dek bunu konuştuk. Eşimin şaşkınlığı hala geçmiş değil.
Şimdi MHP destekli anayasa değişikliğine gidiliyor ya...
Referandumda bu gençler de oy kullanacak.
Anayasanın ne olduğunu bilmeyen kızımız anayasayı değiştirecek.
Bununla kalsa iyi; başkanlık sistemini değiştirerek Cumhuriyetin canına ot tıkayacaklar...
Valla, bunlar yapacak.
Eşimi takıldım:
"Şükret hadi, bu çocuklara kanun hükmünde kararnameyi de anlatmak zorunda kalabilirdin."
Zavallı çocuklara bir acıdım ki.. Veballeri aslında bizim boynumuzda...
15 Ekim 2016 Cumartesi
“BENİM HALİM MEMLEKETİN HALİ.”
8 Ağustos 2016 Pazartesi
Adı Ahmet
Aynıyle vâki...
Sevgili Kardeşim İsmet'i bekliyordum kapının önünde.
Hiç tanımadığım bir erkek, elinde küçücük bir sarı çiçek, usulca yaklaşıp "Merhaba" dedi.
Dört yaşlarındaydı.
Annesiyle, karşıdaki marketten alışveriş yapmışlar dönüyorlardı.
Öyle güzel, öyle ciddi, elindeki ekmek torbasını sallayarak yürürken, eğildi, yolun kenarından bir çiçek kopardı. Bahçeden yola firar eden bir sarı çiçek...
Bana yaklaştı. Ben şaşkın. Ben sevinç içinde...
"Teyzeciğim, merhaba, bu çiçeği size vermek istiyorum."
Annesinin yüzünde alışkın bir gülümseme...
Aldım ve dilim döndüğünce teşekkür ettim.
Yanıma oturmak için izin istediler. On dakika kadar sohbet ettik.
Adı Ahmet...
Ahmet gitmek istemedi, annesi ısrar edince kalktı. Boynuma sımsıkı doladı kollarını, bir an geri çekildi. "Gözlüğünüzü kıracaktım az daha"dedi.
Gözlüğümü arkama attım, ben de açtım kollarımı.
Sımsıkı sarıldık.
Annesine (Atanamamış bir öğretmendi) tekrar görüşmek istediğimi söyledim.
Ahmet iyice uzaklaşıncaya kadar el salladı.
3 Ağustos 2016 Çarşamba
AŞK DAİMA AŞK
AŞK DAİMA AŞK
Senelerce
senelerce evveldi
Bir deniz
ülkesinde
Yaşayan bir kız vardı bileceksiniz
İsmi; Annabel
Lee
Hiçbir şey
düşünmezdi sevilmekten
Sevmekten başka
beni
O çocuk ben
çocuk, memleketimiz
O deniz
ülkesiydi
Sevdalı değil
karasevdalıydık
Ben ve Annabel
Lee
Göklerde uçan
melekler
Kıskanırlardı
bizi
Bir gün işte bu
yüzden göze geldi
O deniz
ülkesinde
Üşüdü bir
rüzgârından bulutun
Güzelim Annabel
Lee
Götürdüler el
üstünde
Koyup gittiler
beni
Mezarı oradadır
şimdi
O deniz
ülkesinde
Biz daha
bahtiyardık meleklerden
Onlar
kıskanırdı bizi
Evet! Bu yüzden
'Şahidimdir herkes ve deniz ülkesi'
Bir gece
rüzgârından bulutun
Üşüdü gitti
Annabel Lee
Sevdadan yana
kim olursa olsun
Yaşca başça
ileri
Geçemezlerdi
bizi
Ne yedi kat
göklerdeki melekler
Ne deniz dibi
cinleri
Hiçbiri
ayıramaz beni senden
Güzelim Annabel
Lee
Ay gelir ışır,
hayalin erişir
Güzelim Annabel
Lee
Orda gecelerim
uzanır beklerim
Sevgilim
sevgilim hayatım gelinim
O azgın
sahildeki
Yattığın yerde
seni...
Edgar Allan Poe
Çev. Melih
Cevdet Anday
AŞK DAİMA AŞK
Ben yaşlarda
olup da gençliğinde, kanın deli deli coştuğu o romantik dönemlerde, bu şiiri
okuduğunda veya duyduğunda gözleri dolmayan ergen var mıdır?
İyi şiir okuduğumu
düşünen öğretmenlerim beni ta ilkokuldan başlayıp hayli şımartmışlardı.
Lise
yıllarımdaydı. Sınıfın tek kız öğrencisiydim. İlk teyzemden duyduğum bu şiiri
çok severek ve duygulanarak okurdum. Sınıf arkadaşlarımın, beni gözleri dolu
dolu dinlediklerini anımsıyorum. Eh, sınıfın kalanının erkek olduğu
düşünülürse, ben, şımarmak için yakaladığım bu fırsatı nazlanmadan
değerlendirirdim.
O aşk gözümüzde
büyüdükçe büyür, ne yüce, ne ulaşılmaz hallere girerdi, bilseniz.
Deli deli 0akan
kanımızı, kafamızda esen deli rüzgârları yönlendirecek şiirler yoktu, yasaktı.
Nazım’ı birkaç
şiiriyle bilir, gizli gizli okurduk. Onun dışında emek eksenli, sınıf eksenli
toplumcu şiirler okunabilemezdi(!...)
Aşk şiirleri
vardı.
İçerden ve
dışardan aşk şairlerini ve şiirlerini iyi bilirdik. Atilla İlhan’ın aşk
şiirleri, Ümit Yaşar Oğuzcan’ın aşk şiirleri… Diğerleri…
Aşk vardı
sadece…
Yunus Emre’nin
ilahi aşkı bizde sadece aşktı.
“Aşk imiş her
ne var âlemde
İlim bir kıyl ü
kâl imiş ancak.” diyen Fuzuli de öyle…
***
Sonra edebiyat
öğretmenim günün birinde Pol ve Virjini’yi tutuşturdu elime. Romeo ve Jüliet ne
ki…
Bir güzel, bir
büyük aşk…
Ben aşkı o
denli narin ve kırılgan bir duygu olarak anlatan başka bir kitap okumadım
sanırım.
Şimdi yeniden okusam…
Yooo… Öylece
kalsın. Bazı duyguları yitirmemek gerek.
***
Gene o
yıllarda, (Sanırım onu okul kütüphanesinden almıştım.) Anjelik serisi geldi.
Yazarını unutmuşum. Baba Alexsandre Dumas’nın mı, oğul Alexsandre Dumas’nın mı
yapıtıydı diye düşünerek araştırınca bir karı kocanın, Anne ve Serge Golon’un
yazdığını öğrendim.
Güzel ve
romantik maceralar, tarih fonunda egzotik, gizemli, bir o kadar kırılgan ve
sadık bir aşk…
***
Adaşımın aşkını
biraz marazi bulurdum. Kâmran’a çok kızardım. Feride'nin gizini ele veren
doktora da… İhanet ödüllendirilmiş gibidir orada. Ama devir başka bir devirdi.
Bir romanda da olsa bir kadının aşk acısını unutmak için kendini Anadolu
köylerine vurması kolay değildi. (Anadolu dediysem, Marmara Bölgesi, İstanbul
dışı yani.) Nereden baksan bir devrim…
***
Başka aşklar
okudum sonraları…
En muhteşem aşk Memet ve Hatçe’nin aşkıdır bana göre. Memet’in Hatçe’yi sevdiği gibi sevilmeyi kim istemez?
Bazı insanlar
aşk için doğmuş gibidir. Nazım böyledir. Aşk adamıdır o. Bütün aşkları
gerçektir, sağlamdır, büyüktür. Riya yoktur hiçbirinde…
Ama Makber
şairinin aşkında bir riya varmış gibi gelir bana.
Makber şiiri,
şairin en özensiz şiirlerindendir. Güzelliği de oradan kaynaklanır bence. Ama
gene de bir sahtecilik hissederim. Belki bana öyle geliyordur…
Nedeni
“Mezardan kalk, hayatımın günlerini birlikte tamamlayalım. Sen öldün, ben de
yaşamam” falan derken hemencecik ve yeniden âşık olması mıdır?
****
Türkülerimizde
çok büyük, sıcacık aşklar vardır. Acı dolu, yakıcı, kavruk aşklar.
“Sevdaluk eyi şeydir, ben daa yeni başladım.” diyen ozanın aşkı acemicedir ama içinizi ısıtır, aşka yeni başlayan o genci yüreğinizde korumaya alırsınız hemen.
“Güzelliğin on par' etmez bu bendeki aşk olmasa.” diyen âşık, aşkın evrenin her bir zerresinin aşkla var olduğunu, evrenin aşkla güzelleştiğini anlatır.
“Lambada titreyen alevin üşümesine” neden olan aşk nasıl bir dermansız aşktır, söyler misiniz?
Var mıdır Karacaoğlan üstüne büyük aşklar, ayrılıklar, acılar yaşamış başka bir kişi?
İşte bir şiirin,
Annabel Lee Şiirinin bendeki çağrışımları bu…
Sanırım genç arkadaşlar da bu şiiri sevecekler…
Çünkü bütün
evren alt üst olsa da aşk ölümsüzdür.
Yer ve gök
çarpışıp arada kalan ne varsa ezip un ufak etmediyse; aşk, ayaklarını toprağa,
başını göğe yasladığı içindir.
Aşk ola...
23 Ocak 2016 Cumartesi
FIRINDA KAŞARLI PATATES KÖFTESİ
Ne yapmalı diye düşünürken, aklıma böyle bir şey yapmak geldi. Bütünüyle doğaçlama ve uydurma. Sonuç sevindirici oldu. Çünkü eşim severek yedi.
O anda kullandığım ölçüler, üç kişilik köfte çıkardı. Unutmamak için yaptıklarımı not aldım.
İşte paylaşıyorum.
7 Ocak 2016 Perşembe
MEKTUPLAR VARDI ESKİDEN
DÜNDEN BUGÜNDEN
Teyzeminkiyle aynı kumaştan diktirdikleri gökkuşağı renklerindeki yanar döner basma entarimin kirlenmesine aldırmadan, avluda bir köşeye ç...
-
Sevgili yeğenim Bilgesu'nun yazmaya hevesini biliyordum. Arada yazdıklarını okur ve çok beğenirdim. Şiir yazdığını bilmiyordum. Gönd...
-
7’den 77’ye hemen herkesin yaptığı yaygın bir yanlışlıktan söz edeceğim. Eskiler buna galat-ı meşhur derlerdi. Çok yaygın olduğu ...
-
Sevgili Hocam Mazhar Kükey'i 35 yıl sonra yeniden görmek çok güzeldi. Uzun, çok uzun bir ömür diliyorum değerli hocama. Emekli oldukta...
-
Bir akrabam yıllarca önce anlatmıştı. Bahçeli'de kurban keserler. Kendisinin tüm itirazlarına karşın bir dirhem bile dağıtılmayan et e...
-
"Yıl 1962 Ankara’da yayımlanan, hükümet ve düzen işbirlikçisi bir gazete, kendi topraklarında yaşama özgürlüğü elinden alınmış mesn...
-
Nicedir aklımda. "Tanrı" dendiğinde küfür ediliyor sanan, boyuna kadar günaha batacağını düşünen Müslümanlar için "Allah...
-
DİLİM GİYDİRİR BANA KİLİM 1- 24.02.2015 tarihinde Kanal Türk’te akşam haberlerinde, haberleri sunan kişi "aile kabristanlığ...
-
Bugün bir arkadaşım anlattı. Çok öfkeli ve şaşkındı. Kızı 4. sınıfa gidiyor. Öğretmenin verdiği Türkçe dersinden bir ödevle ilgili ann...
-
“BENİM HALİM MEMLEKETİN HALİ.” Bor Devlet hastanesinde, son zamanlarda iki doktora gittim. İlki göz doktoru… Niğde Devlet Hastanesi...
-
Yıllardır zambak olarak bildiğim bu çiçeğin adının "süsen" olduğunu öğrendim. Okuduğum romanlarda, öykülerde, şiirlerd...