30 Temmuz 2018 Pazartesi

AŞIRMA

Bir süre önce, hem bir dil kuralı hem de etik bir kural olarak "alıntılar"ın nasıl yapılması gerektiğine ilişkin bir anımsatma yapmıştım. Bunu, Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak görev bilmiştim.
Son zamanlarda, bir yerlerden alıntı yapanların, bunu kendi malı gibi paylaşmalarındaki pervasızlığı görünce yeniden yazma gereği doğdu.
Başkasına ait bir yazıyı, bir sözü, bir görüşü aktarırken dikkat edilmesi gereken konular vardır.
Öncelikle kimden alıntı yapıldığı belirtilmelidir.
"Atatürk diyor ki...", "Nazım demiş ki" gibi...
Eğer kişi ya da kaynak belirtilmiyorsa, yazı, söz, görüş tırnak içine alınmalıdır. Böylece başkasının malı gasp edilmemiş olur.
Yazı, söz, görüş yazıldıktan sonra altına sahibinin ya da kaynağın adı yazılır:
Bir gazete haberini paylaşırken gazetenin ve haberi yapan kişinin adını yazmak,
Bir kitaptan alıntı yapılırken kitabın ve yazarın adını belirtmek,
Bir filmden alıntı yapılıyorsa filmin adını belirtmek,
Bir televizyon programı söz konusu ise televizyon kanalının ve programın adını yazmak gibi...
Babanızın bir öğüdünü oğlunuza verirken bile bunu açıklamak zorundasınız.
Bu etik bir kuraldır.
Bu bir dil kuralıdır.
Bu yasal bir zorunluluktur.
İntihal yani aşırma suçtur.
Başkasına ait bir söz, bir yazı, bir görüş paylaşıyor ve kaynak belirtmiyorsanız en hafifinden "hırsızsınız" demektir.
Böyle bir şey yaparken o yazıyı okuyan başkalarının da olabileceğini unutmayın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

DÜNDEN BUGÜNDEN

  Teyzeminkiyle aynı kumaştan diktirdikleri gökkuşağı renklerindeki yanar döner basma entarimin kirlenmesine aldırmadan, avluda bir köşeye ç...