23 Şubat 2020 Pazar

At

Doğu ve batı kültürleri arasındaki benzerlik şaşırtıcıdır. Özellikle Anadolu halkları, tarihin en eski çağlarından günümüze doğu ile batı arasında bir köprü görevi gören yurtlarında bu iki kültürü, doğu ve batı uygarlığını harmanlamışlar, birleştirmişler. Bu şekilde eşsiz bir mozaik ortaya çıkmıştır.
Bu zenginlik, doğudan batıya, yaşamla ilgili pek çok şey üzerinde etkili olmuştur.
Örneğin gezici - toplayıcı bir yaşam sürdüren Türklerde at bir aile ferdi kadar değerlidir.
Özellikle Asya toplumlarında çok özel bir yere sahip olan at, toplumun ve insanların itibarının simgesidir.
Anadolu'nun en eski uygarlıklarında da, özellikle savaşçı topluluklarda vazgeçilmez yerini almıştır.
At kültürünün tek tek örneklerini vermek yerine şaşırtıcı benzerliklere dikkat çekmek isterim.
Türk kültüründe sudan gelen at motifi çok yaygındır.
Hazar denizinden gelen boz at motifi, o coğrafyalarda, bazı söylencelerde yer alır.
Köroğlu’nun atı da sudan gelen bir aygırın soyundandır.
Yunan Mitolojisi’nde denizlerin tanrısı Poseidon, elindeki üç çatallı yaba benzeri asasını, denizin dibinde yere vurduğunda yarılan topraktan şahlanarak ve kişneyerek bir at çıkar.
Truva Savaşının ve Truva Devletinin sonunu getiren tahta at da bir bakıma denizden gelmiştir. Ege Denizini geçerek Troya’yı kuşatan Akhalar zaferi bu tahta atla kazanmışlardı.
Bir başka denizden gelen at söylencesi Kuzey Avrupa halklarında görülür.
Bir de çölden gelen at motifi vardır. Sudan gelen at söylencesinin süreğeni gibidir.
Eski Yunan mitolojisinde uçan at, boynuzlu at motiflerini anımsayacaksınız.
Uçan at Pegasus adını alırken, tek boynuzlu ata da Latince bir ad verilmiş; Unicorn…
Asya toplumlarındaki söylencelerde, özel atlarla ilgili daha fazla zenginlik görülür.
Örneğin tek boynuzlu atın adı oralarda “Kilin”dir.
Uçan ata “Tulpar” derler.
Kanatlı ata “Yılmaya”, konuşan ata “Ciren” (Kayçı Ceren ve Kamçı Ceren gibi), uçabilen ikiz atlara da “Burşun” (Ak Burşun ve Kök Burşun) denirdi.
Kırgız Türklerinin ünlü destanı Manas Destanı'nda Manas’ın atının adı “Akkula”dır. Manas savaşta öldüğünde Manas'ın mezarının başında yemeden içmeden 40 yıl nöbet tutmuştur.
Hititlerde, Moğollarda ve Hintlilerde at tanrısal bir yaratıktır ve gökten inmiştir.

Mesleğimle ilgili olduğu için Türk ve dünya destanları üzerinde epeyce çalıştım. Öyle ki mitoloji bende tutkulu bir hobi haline geldi. Daha pek çok at söylencesi sayabilirim.
Atlara merakım ise tartışmasız yeryüzündeki en muhteşem hayvan olmasıyla ilgili.
Bayılıyorum atlara, atla ilgili gerçek ya da mitolojik öykülere de.
Dün bu tutkum yüzünden at fotoğraflarına bakarken, denizden çıkan odunlarla yapılan at heykelleri gördüm. Büyülendim. Bu heykellerden bazıları “sudan gelen at” motifliydi.
İşte bu yüzden, oturdum ve bu yazıyı yazdım.

Dip not: Doğusu ve batısıyla yeryüzü uygarlıkları yakın akrabadır. İnsanlar da öyle. Siyahı, beyazı, sarısı, kızılı… Derisi ne renk olursa olsun insanlar… İnancı, düşüncesi, dili ne olursa olsun insanlar…



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

DÜNDEN BUGÜNDEN

  Teyzeminkiyle aynı kumaştan diktirdikleri gökkuşağı renklerindeki yanar döner basma entarimin kirlenmesine aldırmadan, avluda bir köşeye ç...