Bu zenginlik, doğudan batıya,
yaşamla ilgili pek çok şey üzerinde etkili olmuştur.
Örneğin gezici - toplayıcı bir
yaşam sürdüren Türklerde at bir aile ferdi kadar değerlidir.
Özellikle Asya toplumlarında çok
özel bir yere sahip olan at, toplumun ve insanların itibarının simgesidir.
Anadolu'nun en eski
uygarlıklarında da, özellikle savaşçı topluluklarda vazgeçilmez yerini
almıştır.
At kültürünün tek tek örneklerini
vermek yerine şaşırtıcı benzerliklere dikkat çekmek isterim.
Türk kültüründe sudan gelen at
motifi çok yaygındır.
Hazar denizinden gelen boz at motifi,
o coğrafyalarda, bazı söylencelerde yer alır.
Köroğlu’nun atı da sudan gelen
bir aygırın soyundandır.
Yunan Mitolojisi’nde denizlerin
tanrısı Poseidon, elindeki üç çatallı yaba benzeri asasını, denizin dibinde
yere vurduğunda yarılan topraktan şahlanarak ve kişneyerek bir at çıkar.
Truva Savaşının ve Truva
Devletinin sonunu getiren tahta at da bir bakıma denizden gelmiştir. Ege
Denizini geçerek Troya’yı kuşatan Akhalar zaferi bu tahta atla kazanmışlardı.
Bir başka denizden gelen at
söylencesi Kuzey Avrupa halklarında görülür.
Bir de çölden gelen at motifi
vardır. Sudan gelen at söylencesinin süreğeni gibidir.
Eski Yunan mitolojisinde uçan at,
boynuzlu at motiflerini anımsayacaksınız.
Uçan at Pegasus adını alırken,
tek boynuzlu ata da Latince bir ad verilmiş; Unicorn…
Asya toplumlarındaki
söylencelerde, özel atlarla ilgili daha fazla zenginlik görülür.
Örneğin tek boynuzlu atın adı
oralarda “Kilin”dir.
Uçan ata “Tulpar” derler.
Kanatlı ata “Yılmaya”, konuşan
ata “Ciren” (Kayçı Ceren ve Kamçı Ceren gibi), uçabilen ikiz atlara da “Burşun”
(Ak Burşun ve Kök Burşun) denirdi.
Kırgız Türklerinin ünlü destanı
Manas Destanı'nda Manas’ın atının adı “Akkula”dır. Manas savaşta öldüğünde Manas'ın
mezarının başında yemeden içmeden 40 yıl nöbet tutmuştur.
Hititlerde, Moğollarda ve
Hintlilerde at tanrısal bir yaratıktır ve gökten inmiştir.
Mesleğimle ilgili olduğu için
Türk ve dünya destanları üzerinde epeyce çalıştım. Öyle ki mitoloji bende
tutkulu bir hobi haline geldi. Daha pek çok at söylencesi sayabilirim.
Atlara merakım ise tartışmasız
yeryüzündeki en muhteşem hayvan olmasıyla ilgili.
Bayılıyorum atlara, atla ilgili
gerçek ya da mitolojik öykülere de.
Dün bu tutkum yüzünden at
fotoğraflarına bakarken, denizden çıkan odunlarla yapılan at heykelleri gördüm.
Büyülendim. Bu heykellerden bazıları “sudan gelen at” motifliydi.
İşte bu yüzden, oturdum ve bu
yazıyı yazdım.
Dip not: Doğusu ve batısıyla
yeryüzü uygarlıkları yakın akrabadır. İnsanlar da öyle. Siyahı, beyazı, sarısı,
kızılı… Derisi ne renk olursa olsun insanlar… İnancı, düşüncesi, dili ne olursa
olsun insanlar…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder