3 Şubat 2020 Pazartesi

Şair Çağının Tanığıdır

Şair, çağının tanığıdır.
Şair taşıyıcıdır; dünü bugüne, günü yarına taşır.
Şair yükünün ağırlığını yüreğinde taşıdığı için acıları ilmek ilmek dokur.
Acılardan umutlar yeşerten can suyudur şair.
Tarih bilimdir, nesnel olmak adına, insanın acısını, toplumların acılarını görmezden gelir. Ama edebiyat insanın yüreğiyle ilgili, toplumun gönlüyle gerçeğini harmanlamakla ilgilidir. Bu nedenle tarih okurken gözlerinizin dolması, burnunuzun direğinin sızlaması, göğsünüzün sıkışması, tepeden tırnağa öfkeye, tepeden tırnağa isyana, kavgaya, tepeden tırnağa sevdaya dönüşmeniz olanaklı değildir.
İşte egemenleri, zalimleri, diktatörleri yıldıran, korkutan, uykularını kaçıran budur.
"Muktedirin" korkusu yürekten akla, akıldan ellerine geçerken "zulüm" olur. İşte bu nedenle, bu korku ölümcüldür.
Zulme karşı duyulan tepkidir egemenin sonunu getiren. Şiirin, sanatın beslendiği kaynak o tepkinin filizlendiği yüreklerdir.
***
1950 seçimleri sonrası... Demokrat Parti ve Menderes'in ülkeyi ABD üssüne çevirdiği, "tam bağımsızlık" ilkesinin, özgürlüklerin tırpanlandığı, bugün yaşadıklarımızın sebebi olan yıllar...
Vedat Türkali anlatıyor.
***
950'DEN NOTLAR
Yüce dağ başları dumanlı dumanlı
Irmaklar yorgun ağır
İnsanlar yapayalnız
Nedir üstümüzdeki bu karanlık bulut
Irgatın akşamlara kadar düşündüğü nedir
Yabancı bandıralar bayraklar emirler
Ne maviliklerde ferahlık ne toprakta güven
yurda ölüm tüccarları kurulmuş
Bu vatan bu millet bu bayrak
Satılmaz diyenden hesap sorulmuş
Yollar fabrikalar tarlalar
Bir hançer altında amansız
Dağ taş haber bekler hürriyetten
Nedir bu toprakların bitmeyen çilesi
Nedir nedir nedir
Bu gün karanlıkta apansız
Bir çığlık yükseldi memleketten
Ben bayraksız hürriyetsiz neylerim dedi
Kınalı keklikler uçtu düz ovalardan tabur tabur
Yabancı bu memlekette işin ne
Yerin altında damar damar madenlerimiz var
Bizi bekler
Götürüp top dökemezsin
Dağlarımız ırmaklarımız bize göredir
Tarlalarımız bize kadar
Ekemezsin
Bizim bu toprak için
Bu topraklarda dökülecek kanlarımız var
Elini kolunu sallayarak bu memlekette
Giremezsin çıkamazsın
Biliriz yağmaya geldin yabancı
Senin bu memlekette işin ne
Biliyorum bir gün karanlıkta
Kesecekler yolumuzu
Ya siz çocuklar
Nasıl anlatmalı sizlere olup bitecekleri
Çocuklar bizim dediğimiz
Yüzümüze utanç duymadan bakmaktır
Mal değil mülk değil istediğimiz
Size namuslu bir dünya bırakmaktır
Vedat TÜRKALİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

DÜNDEN BUGÜNDEN

  Teyzeminkiyle aynı kumaştan diktirdikleri gökkuşağı renklerindeki yanar döner basma entarimin kirlenmesine aldırmadan, avluda bir köşeye ç...